Bazı şarkıları yüksek
sesle dinleyemezsiniz, anlamını yitirirler.
Takvimlerden habersiz,
beklentisiz, yargısız, sorgusuz, sualsiz, sevdiklerinizle oturduğunuz o güzel masalarda,
Neşet Baba’ya ufaktan eşlik eder, Müzeyyen Senar'dan dalgalanır, çok uzun
zamandır anlatmadıklarınızı keman olur mırıldanırsınız…
Seninle birlikte birkaç
kişi dışında kimsenin dahil olmadığı bir akşam, dünyanın en anlamlı şeylerini
konuştuğunuzu zannettiğiniz bir an, o çok sevdiğimiz şarkı fonda öyle bir gelir
ki, alıp götürür sizi; eve dönüşteki yürünen o mecburi istikametlere, kapı
eşiğinde anlatmak istediklerinize ve yaşamı değiştirmek istediğiniz düşüncelerinize.
Sonra yırtıp atarsınız en idealist düşüncelerinizi, birkaç hatıra daha alır,
eşlik edersiniz bazı zamanlar anlamını yitirmesin diye…
Zaman farksız, yüksek
sesle dinlemediğiniz o güzel şarkılar, size hep kendinizi anlatır…