6.20.2015

BİZİM SOKAKLAR


Hiçbir zaman bir adı olmadı, ama bizim de yaşadığımız sokaklar vardı. Bahçe kapısı kırıktı, çokta misafir gelirdi ne bir arsız vardı, nede hırsız uğrardı.

Gönlümüz hoştu, selam vermeden geçmek ayıptı ve herhangi bir yerde doğmuş olmak, o kadar mühim değildi önemli olan insan olmaktı, neden bilmem babam hep öyle derdi. Kadın anaydı, birde mahallenin kızları ama bizde de delikanlılık vardı. Şekeri tatlı yapan bizim bakkal, hayatı renklendiren üç beş pastel boyaydı. 
Daha sonra benim çok tatlım, çokta pastel boyalı renklerim oldu ama o sokakların adıda rengide saflık kaldı.

Bizim sokakların hiçbir zaman bir adı olmadı ama çok adam olan insanlar yaşardı…

6.08.2015

ENTELEKTÜEL SOHBETLER


Entelektüel konuşmaların tam ortasında, sahte bir incelikle gülümsedi genç adam, yalan hatta bahaneydi şu sıkıcı kahve sohbetleri. Bizim Sezen şarkılarını karşılayacak bir hikaye aranıyordu ama beklentisiz ve yormadan sevmekte adetten değildi.

Bir ara içindeki egodan, sonra çevredeki törenin esiri olmaya falan geçti konuşma ama kimsenin hırslarına yenilmeden olgunlaşmak gibi  de bir niyetide yoktu. Biraz sonra kravatı bağlamanın derdi, adam olma derdinden çok öteye gitmiş hatta medeniyeti ilk kez cümle içinde kullananlar olmuştu. Uymasada bir birine uydurulmuş, kolay saadet ürünü çoğu insanın bahanesiydi, şu sıkıcı entelektüel kahve sohbetleri.

Genç adam sahte bir incelikle gülümsedi, oysa bir kaç adım ötedeki insanlar arasında,

Hayat çok tuhaf ve şahaneydi…