8.27.2018

YÜKSEK RAKIMLI ESİNTİLER


İstanbul’da herkesin bildiği hiç kimsenin o kadar anlam yüklemediği herhangi bir deniz kenarı, zamanın pek önemi yok ama o gün günlerden Pazartesi, saat 19:37

Uzun bir sessizlikten sonra, söylenmek isteneni kesen, iyi bildiğiniz o meşhur kelime çıktı ağzından;  Ulan!… Şimdi rakımı yüksek bir tepeden muhalif bir rüzgar gibi esip, o bol yapraklı caddeyi birbirine katmak, ağaçları dans ettirmek, pencere kenarlarında uğultu çıkartıp, o güzel insanların kahvesine kitabına eşlik etmek vardı dedi. Bu uzun sessizlikte, günlük konuşmalar yapan bilmem kaç kişi geçti arkasından, kaçıncı vapur kalktı iskeleden, kaç sevgili öptü bir başkasını, kaçıncı gündü bu… Zamanın önemi yoktu ama saat 00:16, gece yarısı;

Kimsenin çizemediği bir resim olmak vardı zihinlerde, asla doğru bir çizgisi olmayan eğri, karmaşık ama geçmeden, tam zamanında muhteşem…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder