9.28.2014

ERDEMLİ SENARYOLAR


Erdemli her gerçek hikaye, klasikleşen senaryolardan daha tuhaftır. Anlatılacak çok şey yok aslında;

Bazen hiç olmadığından daha fazladır hayat, ya üstüne gelir ya da peşini bırakmaz. Düşüncelerin ahenkle ileri geri dans ederken, kim olduğunu ararsın, sonra kendini kaybedersin, yalnızlığın dibini görür, demlenir, büyürsün. Hiçbir zaman müsait yerde inmeyecek mutlulukların vardır, kimilerine öylesine gelen, cebinde sakladığın bir iki umudun ve nedenini hatırlamadığın gülüşlerin olur. Her yeni başlangıç için kafesi süslemenin de anlamı yoktur, yaşadığın yer, sokak, ışıklar her şey değişirken içinde değişmeyen, yaşamaya dair sevgiler kalır, olanıyla hayatın tadına varırsın..

Dedim ya anlatılacak çok şey yok, gerçek hikayeler tuhaftır ve her gerçek hikayenin bir kahramanı vardır, bazen o biri sen olursun…

9.06.2014

İSTANBUL'DA EYLÜL


Nice saltanatların geçtiği sokaklarda, ıslaktı kaldırımlar ve transparan edasını giymişti çırıl çıplak ağaçlar.Takvimlerden Eylül'dü;

Önsözü olmayan, yazdan kalma kayıp hikayeler anlatıyordu, kahve önü eski dostalar. Caddelerde ılık bir rüzgar ve yitirilmiş insanlığın coğrafyasını özetliyordu, köşe başlarında yalnız çocuklar. Yağmurdan geceye çiçekli perdeler çekiyordu, pencere arkası sevdalı kızlar ve yine ıslanıyordu sokak ortası ahmak delikanlılar. Çiçek pasajı meyhane önü, yarım kadeh enstrümental, birkaç kadeh şerefe, adam olacak çok kişinin hikayesini anlatıyordu,bir yazar;

İstanbul’da takvimlerden Eylül'dü, mevsim sonbahar…