Lazım olanı hatırlayan
haysiyetsiz sohbetleri, artık bir yarışma havası sardı ve sırf fotoğraf için
takılan kravatlar güzel gösterir oldu, eskiyen yüzü. Cennet tadında, çirkince
geçen gençliğin yerini aldı, kendi sözlerinin gölgesine hayran, budala kişilikler.
Gerdan sözcüğünü kasaptan
öğrenip, kuyumcuda kullanmak gibi bir çabaya giren gösterişli tavırları, izah
edemez oldu saygın adamlar ve bir başkasının tavrına hayran düşüncelerde, fotokopisi
bile kalmadı kişiliklerin.Her müzikte, dans değiştirmek gösteri oldu ve her gösteri
bir budalanın hayatını anlattı.
Sıradan hayatın fark edilmez bir
anlamı vardı,simdi oda ; bize biz kadar yabancı…