4.01.2017

BİR MÜZEYYEN HİKAYESİ


En son hatırladığımda, salatanın soğanı üzerine öfke dolu bir kavga edip, siyah beyaz filmlerdeki kaçınılmaz son gibi bir şeyler anlatıyordu.

Kahve kokuları, kimse görmeden ağladığı Yeşilçam filmleri, babası, kitapları, makyajı ve esmer bir adamdan ibaretti tüm hayatı. Kimi zaman İstanbul sokaklarında kaybolup, kimi zaman kalabalıklarda susardı, susmak demişken hep sessiz olanlar mutsuz sanırlar oysa milyon şiir bilirdi, konuşmak, anlatmak kaçınılmaz olsaydı. Kimse dinlemiyorsa ya da istediği gibi dinlemiyorsa, yazar ve kahkahası kalemine vurup çok güzel yüreklere yansırdı.

Salatanın soğanı ve şu esmer çocuk dışında, uzun zaman sonra gördüğüm yaşanılası bir hayattı ve hepsi bu kadar...