12.08.2013

YENİ SAYFALAR


Oturdu sofrasına, doymaktan çok zaten içesi vardı. Şarkılarda nakarat, uyumadan önceki dualar, dağınıklığı topladı. Geleceği düşündü sonra, her şey güzel olacak gibi, yarınlara ümitli sözler vardı orda. Uyku tutmadığından değil, sabahını göresindendi, hiç bitmeyecek güzel günlerin.

Kaçmadı, gidiyordu, şans bu kez arkasından değil yüzüne gülüyordu, kırık uçlu kalemiyle mutluluğu çizdi; en güzel sabahları, yürümek için ışıklı yolları, görmek için umutları ve kendini aramak için kaybolduğu hayallerini…Tanrı artık yalnızca secde de birlikte değildi onunla, hayat yaşamak içindi, zevkle huzuru bulduğu...

yeni sayfalarda.

11.10.2013

ATAM'A


Onun hikayesi başladığı gibi bitmemişti, adaletsizdi hayat. Bir milletin rüyadan uyanışıydı, çok aradığı bir daha bulamayacağı tek adamdı, oda 10 Kasımdı gitti. Yıllar geçse de yakıştıramadık ona,  belki de inanmak istemedik, özlemini yaşadıkça…

Onun için atmayan hiçbir kalp, aklıyla anlayamaz bu sevgiyi. İsteseler de unutturamazlar, biz heykelle, sokak, cadde isimlerinde gözümüzle değil, gönlümüzle sevdik onu. Onun yokluğu her şeyin varlığına inanmak isteyenlereydi, hep vardı ve ömrümüzün eksik yanıydı…
Biz seni unutmadık, söz verdiğimiz gibi ;

Gidişine bir selam verdik; Atam İzindeyiz.!

11.03.2013

KASIM


Kasım ayları hep yağmurları anlatır ve çok yabancı kucaklarda, yasak aşklar ısıtır yalnızlıkları. Ellerin üşür, soğuk bakışmalar ve bir defter, tek gecelik hatıra yazar...Onu da alır gider sarı rüzgarlarıyla sonbahar.
 
Utangaç mektepli sevgililer, kederli şarkılara sığınır gecelerde ve çok yalan söylenmiş sokaklarda, yağmurun silemediği mutluluklar kalır. Çehresiz bir rüzgar eser, yitip giden dostluklara ve bir martı misali yalnızlaşır hayat, hani üstünde uçtuğun deniz bile, griye çalar. Eskilerden yeni hikayeler anlatan bir yazarın ezgisine düşer;
 
Bir başka mevsimdir, Kasım ayları.. .

10.19.2013

HER ZAMANKİ GİBİ


Her zamanki gibi yaşayacaksın sen, zaten yalnız yaşamayı öğreneli de çok olmadı mı. Kitap okumayı severdin, yazı yazmayı ya da sokaklarda avare gezmeyi unuttun mu.
 
Hadi hepsi seni bekliyor yapacak çok işin var, boş ver sana kimse mutluluk vermedi ki sen zaten mutluydun. En sevdiğin şarkı yine aynı,rakının yanında balıkta.Yüzündeki gülümsemeyi isteseler de alamadılar, bazen kabullenmek gerekir yenilgiyi. Hadi asma suratını o kadarda kötü değil, hem sen lüksü de sevmezdin, ustanın da dediği gibi ;

Cebinde yoktu, yüreğinden verdin!

10.06.2013

SAVAŞIN ÇOÇUKLARI


Eski harabeler arasında olup biteni anlamaya çalışan yorgun bedenleri, mavi gökyüzü kadar uzak düşleri, hiç olmayacak umutlarına uzanır. Saklambaçları silahtan korunmak, uçurtmaları beyaz bayrak ve hayata bakış açısından bildikleri, kırık bir pencere arkasıdır yitip giden minik yüreklerin.

Bir açıklaması vardır belki; çocuk tadında geçiremedikleri zamanların, hiçbir resim dersinde çizemedikleri güneşli günlerin ve yankısı barış kokan çığlıklarının. Acılardan arta kalan, tozlu yanaklarında, hep aynı gülümsemeyle veda ederler, anlamakta güçlük çektikleri, yalan dünyaya.
 
Savaşın çocukları onlar, bizim çocuklarımız; hepsi aynı dünyayı paylaşır, bir avuç toprağı paylaşamayanlara inat..

9.01.2013

TUTKUYLA YAŞAMAK


Uçurtma misali sen uçarken zaman bir ileri bir geri akar,koca bir hayat film gibi gözlerinin önünden geçer ve sen kıyamazsın,nasıl geçip gitmiş zaman.Bedenin özgür, ruhun tutsak ,kal diyenin bile olmaz,ardından yaşlanır hatırlar.

Yorulur yüreğin ömrünün rüzgarında erittiğin yıllarda ve tanrı bazen unutur seni,inanmayanların gönlü olsun diye.Sol taraftan esen poyraza inat,sersem aklın,bir türlü razı olmaz uzak ihtimallere.Hayat devam ederken,yaşamak bir tutku gibi,zarif,hırçın bir kısrak misali seni bekler,yeter ki eksik olmasın yüreğinden umutlar.

Tutkuyla yaşamaktır,yaşamak;inanmak gibi  zor zanaat..

7.18.2013

İSTANBUL'DA YAŞAYACAKSIN


İstanbul’da aşık olacaksın arkadaş, her parçasına bir anı serpiştireceksin bu büyük ve yalancı şehrin.

Her köşede bir hatıra bırakacaksın, bütün güzel günler sana ait, ortağı çıkmayacak hatıraların ve bencilce bütün sevdaların senin olduğunu bilmek bile içini ısıtacak.Kendini salacaksın onun kollarına sonra istesen de yakanı kurtaramayacaksın, boğulacak sıkılacaksın hatta bırakıp gideceksin,yapamazsın özleyip döneceksin.

Hikaye bu ya sonunda ayrılık olduğunu bilsen de bu şehre yakışanı yapacak,en güzelini yaşayacaksın..Rakıya,boğaz,peynir,kavun değil güzel bir yüz eşlik edecek,o gülümseyecek İstanbul susacak ve kadehler kalkacak,şerefine…
Her köşede hatırlamaya değer bir parça yaşanmışlık,bir çok hikaye;

İstanbul’da yaşayacak,yaşlanmayacaksın arkadaş…

2.26.2013

8.GÜN


Bugün haftanın sekizinci günü,fazla cümleleri ayıklıyorum hayata yazdıklarımdan.

Bazen fotoğraflarda olmaktan çok, kadrajın arkasında durmayı tercih ettiğim, anların verdiği mutluluğu fark ediyorum ; tamda o sırada yaşadığım anların, yıllarca saklanan kareleri çıka geliyor, o karedekiler çok şanlıymış diyorum.
 
Delilikten yana sorunum yok, biraz alt bilincimde hasar oluşsa da, ,ana avrat söver gibi yaşıyorum şu aralar ,çok şükür bütün iş yürekte..Kadife eldiven giymiş ellerimle ayıklıyorum,hiç incitmeden kırık aşkları çakıl taşlarını.Böyle bir günde güzel ve onurlu olmalı ve daima iyi şeyler düşünmeli,hatta çıkarlardan çok gönlünün çekmediğini kaldırıp atmalı,yüzüne küfreder gibi…

Bugün haftanın sekizinci günü,en güzelini yazıyorum;yarına,inandıklarıma..  

1.31.2013

GÖSTERİŞ BUDALASI

 
Lazım olanı hatırlayan haysiyetsiz sohbetleri, artık bir yarışma havası sardı ve sırf fotoğraf için takılan kravatlar güzel gösterir oldu, eskiyen yüzü. Cennet tadında, çirkince geçen gençliğin yerini aldı, kendi sözlerinin gölgesine hayran, budala kişilikler.

Gerdan sözcüğünü kasaptan öğrenip, kuyumcuda kullanmak gibi bir çabaya giren gösterişli tavırları, izah edemez oldu saygın adamlar ve bir başkasının tavrına hayran düşüncelerde, fotokopisi bile kalmadı kişiliklerin.Her müzikte, dans değiştirmek gösteri oldu ve her gösteri bir budalanın hayatını anlattı.

Sıradan hayatın fark edilmez bir anlamı vardı,simdi oda ; bize biz kadar yabancı…