Berbat bir yağmur sonrası, İstanbul’un o duraklarından birine kendini zor atmıştı, kısmen boş otobüsün orta bölümlerinde, gözüne iyi kestirdiği bir koltukta buldu kendini… Nispeten dışarıda olanlara göre kendini şanslı hissetmenin, az anlamlı sevinci ile yolu izliyordu.
Çok karmaşık bir reklam panosunda beyaz fonda
kırmızı renkte yazılmış ‘ artık yalnız değilsin’ notu dikkatini çekti.
Bir derin düşünceye götürmekten başka faydası
olmadı, nasıl oluyordu da bu kadar kalabalık içinde kendini yalnız
hissedebilirdi. Oysa parmak hesabı ile onca insan tanıyordu gerçek olanlar daha
mı uzaktaydı, yoksa zamanını bekliyordu belki başka sebepler. En son eğitiminde
iyi şeyler düşünün demişti, kıvırcık saçlı kadın, tıpkı annesi gibi. O da öyle
yaptı belki de her daim yanında etrafında olacak insanlarla henüz
karşılaşmamıştı. Sonra bir dolu iyi şeyler düşündü, hatta yağmurda duraktan eve koşarken bile. Eve geldiğinde bangır bangır Orhan şarkısı çalıyordu.İyi şeyler
düşünmeye devam etti…
"Oysa parmak hesabı ile onca insan tanıyordu gerçek olanlar daha mı uzaktaydı, yoksa zamanını bekliyordu belki başka sebepler" işte can alıcı cümle...Tebrikler
YanıtlaSilTeşekkür ederim..
YanıtlaSil