12.14.2016

UZAK NOTLAR


Havalar soğumaya başlamıştı, sokakları bildiğim hiçbir yere çıkmayan uzak bir ülkede yabancılığın ağırlığı çökmüştü üzerime. Gevezelik yapmak istedikçe ağzım söylemek istediğim kelimelerin etrafında sessizce geziniyordu.

Yapabileceğim en iyi şeyi yapıyordum, yalnızlığın dibini boylamadan, manzaranın tadını çıkarıyordum. Yağmur, pencere hikaye’nin diğer kısmı ama aslında içinde yaşamış olduğum kentler geçiyordu zihnimden…İzlerini unutamayacağım; Saygın serseriler, makyajsız güzel kadınlar, Nazım’a şiir yazdıran Piraye, Neşet Baba, aynı nakaratı çok kez dinlediğim dostlar, İstanbul, Anadolu’nun güzel insanları, o gemiler ve on bir bin metredeki çok şeyi anlatan 4.kanal şarkıları…Belki hikayenin bir kısmı,

Belki de çok uzakta, çoğu edebi kaleme anlamlı gelmeyecek devrik cümlelerdi karaladıklarım…
 
07.12.16...