3.04.2015

LACİVERT HARFLER


Eskici sokakla, köşedeki yeni kahvenin oralarda bir yerdi tam hatırlamıyorum. Duygusala çalan sohbetler, aynı masanın iki ucunda, dokunuşsuz sevişmelerin paylaşıldığı akşamlardan biriydi. Yıllar sonra yine aynı yerde, kuru sandalye üzeri mağdur bir o kadar memnunduk halimizden…

Yıllanmış bedenlerde, kırmızı renkte şaraba vurmuştu, suskun dudaklarımız. Oysa, elinde defterler, boynumda kravat, kapağı açılmamış çok kitaptan bahsederdik o tranvayda, şimdi ne olmuştu da hatırları anlatacak, medeni sözler bulamamıştık, boşunamıydı o uğurda gelmişine geçmişine ettiğimiz sözler, derken…Sokak çalgıcısının patavatsız girişi, mevzuyu özetler gibiydi; geçip gittiğiyle kaldı zaman, suretler aynı, sevmeler sevişmeler yalan…Sonrası malum;

Herkesin yaşamak için bir hikayesi vardı ve bazı hikayeler,

Lacivert harflerle, beyaz kağıtlarda güzel kalmalıydı...