Kafamın hatırlama kolu bozulmuş, vay anasını
dediğim yancı bir keyifteyim... Boş verdim teselli teşebbüslerini, canı da
cehenneme uykusuz gecelerin, tat katsın diye sosladığım insanların, gereksiz
sermaye can sıkıntılarının, şu bir yerlerde takılı kalan zamanın.
Bir sandalye, biraz yeşil, bolca mavi, böyle
zamanlar için listesini bilmem kaçıncı kez düzenlediğim o bazı şarkılar,
29’uncu sayfada kalmış merak ettiğim bir kitap ve belki de gidişine nadir
sevindiklerimden endamlı bir gün batımı…
İlk kez saatim yoktu, gitmek istediğim
bir yerim yoktu, sövecek kimse yoktu, ansiklopedilerde anlamının bulunmadığı bir
an’ın huzuruyla sevişirken buldum kendimi.
Hayatın bir ucunda size bir sır vereyim mi; Mutluyken herkes aynı…