7.25.2017

LÜZUMLU SERSERİLİKLER


Çok sessiz bir masada, kuru yemiş tabağındaki fıstıkları seçiyorum, kelimeler melodiler derken nakaratı insanlık ayıbı bir şarkı geçiyor içimden, en son okul zamanlarındaki efkarlı yalnızlıklardan kalan ve ansızın meteliksiz çocukları geliyor aklıma, ah o çok süslü caddelerdeki lüzumsuz serserilikler diyorum..

O eski zamanlardan hatıra yağmurlu bir Cuma günü, Salih’i de alet edip Oğuz Atay’ın son sayfalarını bitirmek için son otobüs parasına iki çay söylemiştim, meteliksizlik ile anlamlı sözler okumanın alakasızlığının sonu hep yağmurda ıslanmaya götürüyor insanı, alt hariç ıslanıp Ali Abi’nin bakkal’a zor attık kendimizi ve içeride bizi karşılayan fonda Orhan Gencebay şarkısı…İşte tam da burada başlamıştı lüzumsuz düşünceler, evrilme çabasındaki git geller, istatistikleri alt üst eden sorgulamalar…


Bir gün çoğu kitabın sözlerini hatırlayamazsınız ama yaşadığınız günlerin melodisi mutlaka aklınızda kalır ve içinizde bir yerde kaybetmek istemeyeceğiniz bir parça lüzumlu serserilik..