9.29.2016

ARZ-I GİTMEK


Düşünülmesi gereken onca şey varken, tuhaf şeyler düşünmeye başlamıştım,

Bir pişmanlık dilekçesi vermeliydik, gelmişine geçmişine basıp gitmeliydik, kalabalık caddelerden çok uzaklarda, hürlüğün şarkısına katılır gibi… Ve tüm şu sevdiğimiz kitaplardan almalıydık yanımıza, belki bir iki mısra için kağıt, kalem de... Tam şu bizim evden dünyaya giden yola doğru çıkmalıydık, nasıl olsa sarhoş olurduk, nasıl olsa anlatırdık, en kötü ıslıklı bir şeyler de çalardık.

Bütünüyle teslim olmanın keyfini sürerdik, bir de bir hikaye bırakırdık geriye, olağan üstü bir olay sonucunda yarım kalanından, sormasalar anlatmazdık da. Dışında kalırdık düzenin, sebepsiz gülerdik, basit cümleleri olan yeni bir önsöz yazardık, ama iyi ama kötü giderdik...
Hani Şair’in dediği gibi,

Issız tepelerde güneşe bakıp, saati tahmin etsek..Haberimiz olmasa hiç perşembeden pazartesiden.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder