Hatırlıyorum gülüşlerini ve dik durmaya sergilediği o
güzel oyununu. İyi bir keman eşliğinde, yaralı tırnakları ile sergilenmişti tüm
sahne. O efkarlı kapanışın üzerinden kaç zaman geçti, kaç efkara bedeldi, ne
değişti ? Kafamda otoban dolusu soru, uzun zaman sonra iki sandalye bir kahve
merakla dinledim onu.Önce serzeniş, sonra umursamazlığı, sonra yeniden’ in
gücü daha bir özgürdü. Ezberletilen bir hayatın esaretinden kurtulmuş, azalmış,
eksilmiş ve koca yalın bir hayatın başına geçmişti. Eğerler , meğerler,
keşkeler yoktu artık, anlattı...
O gün karar verdim; bu benim mahallem benim sokağımdı ,
iyi bir ressam olmayabilirdim ama sevdiğim renklere boyadım duvarları. Kendim
seçtim insanları, iyi adamlar ,onurlu kadınlar , idealist çocuklar
yerleştirdim, yer vermedim fazlalıklara. Anlamını bilmediğim kelimeleri ya da
çok kullandıklarımı koymadım cümlelerime, daha çok dinler oldum ve daha az
konuşur. Onca yılı bir zamana sığdırdım, ömrüm uzadı, ezberim azaldı , anlamı arttı sahnedeki alkışın ,azdı ama görkemliydi dedi…O anlatırken fark ettim;
Yeni başlangıçlar zordu ama cesur hikayelerdi.
Peki senin hikayen neydi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder